17 Kasım 2017 Cuma

Dünyanın en tuhaf düğün gelenekleri


2018 Volkswagen Virtus (Polo Sedan)

Karşınızda yeni, 2018 Volkswagen Virtus. Daha önce sızdırılan fotoğraflar sayesinde zaten aşağı yukarı tanıdığımız "Polo Sedan" Brezilya'da tanıtıldı. Volkswagen'in yeni sedanı, Güney Amerika pazarında Chevrolet Prisma, Honda City, Fiat Cronos ve Toyota Yaris Sedan gibi modellerle rekabet etmek üzere Ocak 2018'de satışa sunulacak.
Hatchback modeli gibi MQB A0 platformundan çıkan yeni Virtus süspansiyon, yönlendirme, motor ve şanzıman gibi birçok detayı kardeşi yeni Polo ile paylaşıyor.
Volkswagen şimdilik sadece 5,500 devirde etanol ile 130, benzin ile 115 bg maksimum güç, yakıta bağlı olmaksızın 2,000 - 3,500 d/d aralığında ise 200 Nm tork üretebilen üç silindirli 1.0 TSI motoru temsil eden 200 TSI versiyonunu doğruladı. Virtus bu üniteyle 100 km/h hıza 9.9 saniyede ulaşıyor ve en fazla 194 km/h hıza erişebiliyor.



Ön bölümde Güney Amerika pazarı için Polo'ya uygulanan değişiklikleri Virtus'ta da görebiliyoruz. Arka bölümde ise Ocak ayında Detroit Otomobil Fuarı'nda görücüye çıkması beklenen, casus fotoğrafları elimize geçen yeni Jetta'ya benzer çizgiler görüyoruz. 
Virtus'un aks mesafesi Polo hatch'e göre 8.5 cm uzatılarak 2,650 mm seviyesine çıkarılmış. Toplam uzunlukta ise 4 kapılı model kardeşine göre 43 cm kadar daha uzun - 4.48 m. Bagaj hacmi ise Polo'nun 355 litresinin neredeyse 1.5 katı - 521 litre.
İç mekân ve gösterge paneli tasarımı ise Polo'yla aşağı yukarı aynı. Active Info Display adlı dijital gösterge düzenine sahip olan Virtus'un konsolunun merkezinde ise -en üst pakette- Apple CarPlay ve Android Auto bağlantısı sunan Discover bilgi eğlence sisteminin 8" boyutlu ekranı yer alıyor.





Volkswagen, lansman esnasında Virtus'un segmentindeki en güvenli otomobil olduğunu öne sürdü. MQB platformunu kullanan Polo'nun Latin NCAP testlerinden 5 yıldız aldığını göz önüne alırsak bu çok da mesnetsiz bir açıklama sayılmaz. Alman üretici, iki modelin de gövdesinde sıcak şekil verme işlemlerine tabi tutulmuş özel, yüksek ve çok yüksek dayanımlı çeliklerin kullanıldığının altını çizdi.
Virtus'un 200 TSI motora sahip versiyonunda Elektronik Stabilite Kontroli (ESC), Yokuş Kalkış Desteği (HHC), Hidrolik Fren Asistanı (HBA), Elektronik Diferansiyel Kilidi (XDS), Otomatik Fren Diski Temizleme (BSW) ve Lastik Basınç Takip Sistemi (RKA) gibi donanımlar standart.
Her ne kadar henüz herhangi bir doğrulama gelmese de Virtus'un, Güney Amerika'ya giden Polo'ya benzer bir satış stratejisine sahip olması bekleniyor. Giriş seviyesi Virtus, muhtemelen 5 ileri manuel şanzıman ve 1.6 litrelik atmosferik motor ikilisiyle satılacak. Orta ve üst pakette ise 200 TSI motora yer verilecek. Atmosferik 1.0 ünite, Virtus yelpazesinde görev yapmayacak.
Modelin Türkiye'ye gelişine dair henüz herhangi bir bilgi yok ancak SEAT Toledo'nun yelpazeden düşürüldüğünü ve VAG Grubu'nda B-sedan temsilcisi olarak Skoda Rapid'in satıldığını göz önüne alırsak Volkswagen Virtus'un Türkiye'ye girme ihtimali oldukça düşük.

24 Mart 2013 Pazar

EN YENİLİKÇİ 15 ÜRÜN




Masabaşı oyuncaklara fazlasıyla meraklı mısınız?


O zaman bu sayfadaki 15 teknolojik ürün tam da size göre:


HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

DEPREM = ALTIN



Dünyanın ticari amaçlı kullanılabilecek altın rezervlerinin yüzde 80’den fazlası göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısa bir anda oluşuyor.
Bilim insanları, geliştirdikleri modelle yerlatındaki depremlerin ortaya çıkardığı altının nasıl bir araya geldiğini de ortaya çıkardı.
İnsanlığın binlerce yıldır aramaktan vazgeçmediği altın, binlerce yıllık bir jeolojik süreçle değil, tersine bir anda oluşuyor. Jeologlar, yeni araştırmalarda depremlerin neden olduğu kimyasal süreçlerin ortaya çıkardığı altın yataklarının oluşumuna ait eksikleri de tamamlayı başardı.
Dağları meydana getiren yeraltı depremleri, kayaları birbirlerinden o kadar hızlı ayırıyor ki, içerdikleri yüksek basınçlı sıvılar o anda buharlaşıyor. Geride, altın da dahil olmak üzere birçok mineral içeren artıklar kalıyor.
Altın yataklarının oluşması için, mineral içeriği zengin suların yerin 5-30 kilometre derinliğindeki çatlaklara akması gerektiği biliniyordu. Ancak altının bu çatlaklarda nasıl ilerlediği jeologların kesin olarak saptayamadığı bir bilgiydi.
Altın yataklarının oluşumunda depremlerin tetiklediği basınç değişimlerinin etkili olduğu düşünülse de, bu basınç değişimlerinin çok büyük ölçekte olmaması, altın oluşumu sürecinde başka faktörlerin de yer alabileceğine işaret etti.
NE KADAR ÇOK DEPREM O KADAR ALTIN
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Richard Henley ve Queensland Üniversitesi’nden Dian Weatherley, deprem dinamiklerini inceleyerek, depremlerin tetiklediği basınç değişimlerinin sanılandan daha güçlü olduğunu ortaya çıkardı. Oluşturdukları modele geöre, depremler yerin derinliklerindeki kayalarda ses hızında çatlaklar oluşturabiliyor.
Newscientist sitesine konuşan Henley, ‘sıvının kayadaki boşluğu doldurmak için kayanın etrafından çatlaklara yeterince hızlı ilerleyemediğini’ belirtirken, ‘basıncın deprem esnasında bir anda 3000 bin kat azalarak Dünya’nın yüzeyindeki seviyeye indiğini, böylece kayalardaki sıvının buharlaşarak ortaya içerdiği minerali çıkardığını’ ifade etti.
Ardından, çözülmesi diğer minerallere göre zor olan altın, depremler tekrarlandıkça birikiyor ve altın yatakları ortaya çıkıyor.
Weather, “Her deprem mikroskobik ölçüde, çok az miktar altının ortaya çıkmasını sağlıyor. Büyük miktarda altın oluşması için, yüzbinlerce yıl gerekiyor” dedi.
ALTININ ÜÇTE BİRİ DERİNLERDE
ABD’nin Nevada Üniversitesi’nde jeolog olan John Muntean, Avustralyalı meslektaşlarının elde ettiği sonuçların oldukça ‘güvenilir’ olduğunu belirtti.
Muntean, depremlerle altın yatakları arasındaki bağlantının çok yeni olmadığını belirterek, “Bu çalışma yaşanan basınç azalmasının miktarını ortaya koyuyor, ayrıca, buharlaşmanın ardından altının nasıl geride kaldığını açıklıyor” dedi.
Günümüzde bilinen altın rezervlerinin üçte biri yeraltında yer alıyor. Yeraltındaki altının bir kısmı madenlerden çıkarılıyor, bir kısmı da erozyonla karıştıkları nehir akıntılarından toplanıyor. Geride kalan altının yüzde 45’i, Güney Afrika’nın Witwatersrand havzasından elde ediliyor.
Geride kalan altının yüzde 10’u ise yine depremler sayesinde yanardağların 2 kilometre derinliğinde oluşuyor.
Weather, ‘Altının sonu yok, sürekli kendini yenileyen bir maden’ ifadesini kullandı.

EVREN BİLDİĞİMİZDEN ÇOK DAHA YAŞLI


Blimsel araştırma, evrenin sanılandan 80 milyon yıl daha yaşlı olduğunu ortaya çıkardı.

Evrenin oluşmasına yol açan Büyük Patlama anından sonrasına ilişkin yapılan bilimsel araştırma, evrenin sanılandan 80 milyon yıl daha yaşlı olduğunu ortaya çıkardı.
Evrenin yaşının 13,81 milyar yıl olduğunu gösteren bilimsel araştırma, buna karşılık, evren hakkındaki “nasıl başladığı”, “neden oluştuğu” ve “nereye gittiğine” ilişkin daha önce düşünülen temel kavramların doğru yönde ilerlediğini ortaya koydu.
Evrenin başlangıcına ait en gelişmiş teori olan Büyük Patlama, atomdan daha küçük boyuttaki evrenin görülebilir kısmının bir anda patladığını, soğuduğunu ve ışık hızından çok daha büyük bir hızda genişlediğini öngörüyordu.
Avrupa Uzay Ajansı’na ait Planck uzay teleskopunun gönderdiği, bugün açıklanan bulgular, evrenin atomaltı boyutundayken patlama sonucu bir saniyeden daha kısa süre içinde şu anki gözlemlenebilir genişlemeye ulaştığını öngören enflasyon adı verilen teoriyi de destekledi.
Bulgular ayrıca, evrenin genişleme hızının daha önce hesaplandığından daha yavaş olduğunu, astronomlarca daha önce hesaplanılandan biraz daha az karanlık enerji ve biraz daha fazla oranda parlak madde içerdiğini gösterdi.
Ancak bilimadamları kainat hakkındaki hesaplamalara ilişkin bu küçük farklılıkların, böylesine muazzam sayılarla ilgilenildiğinde önemli sayılabilecek boyutlarda olmadığını kaydetti.
Araştırmada yer alan NASA yetkilileri de elde edilen bulguların, kainatın ve kainatın karmaşık yapısının kafaları karıştıran geçmişine ilişkin daha derin bir kavrayış getirdiğini belirtti.
Uzaya 2009 yılında gönderiler Planck uzay teleskopu, uzayda geçirdiği 15,5 aylık süre içinde gökyüzünün haritasını çıkardı ve uzayda arta kalan radyasyona bakarak, Büyük Patlama’dan kalan ışık fosilleriyle ses yankılarını inceledi.
Yapımı 900 milyon dolara malolan Planck uzay teleskopunun, 2013 yılının sonlarına kadar veri göndermeyi sürdürmesi bekleniyor.
Kaynak:AA

20 Mart 2013 Çarşamba

MARS'TA SU TAŞTAN ÇIKTI


Curiosity projesine katılan tıklayın bilim insanları ABD'deki bir konferansta bulgular hakkında bilgi verdi. Curiosity geçen sene indiği tıklayın Mars yüzeyinde Gale Krateri adı verilen bölgesinde bulunuyor.

AYTINTILAR İÇİN TIKLAYINIZ...